İnsanı yücelten, incelten, daha duyarlı ve daha insancıl olmasını sağlayan, bencil düşüncelerden uzaklaştırıp, insanı ve doğayı sevdiren bir duygudur aşk...
Değerli Yazarımız,
* Okurlarımızın sizi daha iyi tanıyabilmesi için bize kendinizi tanıtır mısınız?
1961 İstanbul doğumluyum, 2024 yılına kadar İstanbul’da yaşadım. 2013 yılında yazmaya başladım ve hâlâ sürdürüyorum. Şu anda, sonuncusu henüz yayımlanmamış olan beş romanım mevcuttur:
Gülün Goncası (1.baskı, 2015, 2.baskı 2018)
İyiler İçindir Aşk (2016)
Mübadil Aşklar (2017)
Troya, Mübadil Aşklar II (2022)
Ada (2025, henüz yayımlanmadı)
İngilizce bilirim. Duygu Ersöz ile evliyim, Haluk Can ve Cansu’nun babası, Can’ın dedesiyim, 2024 yılından itibaren Çanakkale’de yaşıyorum…
* Uzmanlık ya da ilgi alanlarınız nelerdir?
İTÜ Elektrik Fakültesi’nden 1983’te mezuniyet sonrası İÜ İşletme Fakültesi İşletme İktisadi Enstitüsü’nde ihtisas yaptım. 2023 yılında özel bir şirketteki yöneticilik görevimden emekli oldum… Şu anda Anadolu Üniversitesi’nde “Kültürel Miras ve Turizm” bölümünde okuyorum.
Yazarlık dışında, resim ve fotoğraf çalışmalarım da mevcuttur. İfsak’da fotoğrafçılık eğitimi aldım. Vakit buldukça İstanbul ve Türkiye’nin diğer şehirlerinde özellikle tarihi bina ve arkeolojik eser fotoğrafları çekmeye devam ediyorum.
* Sizi bu eseri/eserleri yazmaya yönelten sebepleri bizimle de paylaşır mısınız?
Bendeki yazma arzusu 2010 yılında fotoğraf çekmeye başladıktan sonra ortaya çıktı diyebilirim. Önce resim çalışmaları, ardından bu çalışmalara yardımcı olması için İfsak macerası, İstanbul ve Anadolu’nun muhtelif şehirlerindeki fotoğraf turları, şehirlerin tarih kokan sokaklarındaki fotoğraf gezilerimizde, uygun kompozisyon arayışları sırasında, birden o sokaklarda ya da evlerde yaşamış ve yaşanmış olanlara dair gözlerimde canlanan hayaller beni tüm bunları kağıda dökmeye itti. Mümkün olduğunca, konu edilen şehir, sokak ve mekanların mimarisine ve tarihi geçmişine, konuyla bağlantılı tarihsel vakalardaki zamansal ve mekansal gerçeklere sadık kalarak yazmaya gayret ettim. Bu örgü içerisinde yaşanmış aşk hikayeleri romanlarımın asıl konusu oldu. Hayatımız, yaşadığımız dönemin tarihi, siyasi, ekonomik ve çevresel gerçeklerinden edilgen bir şekilde etkilenerek şekillenirken, kendi karar ve tercihlerimizin de bu ‘şekillenme’ üzerinde ve de kaderimizi belirlemede önemli bir rol oynadığını vurgulamaya çalıştım.
* Eserinizin içeriğinden kısaca bahseder misiniz?
Gülün Goncası: Balat’ta yaşayan bir ailenin tek çocuğu Rıfat’ı, babasının dükkanının 1954 Kapalıçarşı yangınında kül olmasıyla zor günler beklemektedir. Babasının ölümüyle artık hem okumak, hem de çalışmak zorundadır. Annesiyle birlikte zor günleri geride bırakırlar ve Rıfat mühendis olur. “Hayatının tek aşkı” olarak tanımladığı karısıyla ve iki çocuğuyla mutlu bir hayat sürerken, bir gün genç bir kadınla tanışır ve bütün hayatı değişir…
Mübadil Aşklar: Orta yaş sınırına gelmiş, aşkla henüz ‘tanışmamış’, yalnız, mutsuz, soylu ve müstesna bir kadın… Ve unutamadığı aşkının ateşiyle yanan genç bir erkek birbirlerinin derdine deva olabilir mi? Sonu gelmeyen göçler ve nihayetinde ‘1923 Mübadelesi’ gibi, insanların duygularını hiçe sayan, düşüncesizce, bir çırpıda alınmış ve ‘gerçek suçluları’ değil masum halkları yargılayıp sürgün etmiş kararların ve sonrasındaki uygulamaların sonuçları, insanları, aşkı, aşıkları nasıl etkilemiştir ve etkilemektedir?
* Eseri hazırlarken uyguladığınız ve bu eseri daha iyi anlamamızı sağlayacak yöntemler varsa açıklar mısınız?
Tarih ve mekan konularında titiz davranarak oldukça fazla araştırma yaparım. Tarihi olaylar ve olayların geçtiği mekanlar çoğunlukla gerçektir. Roman kahramanlarının yaşadığı olaylar ve aşk hikayeleri kurgu, kahramanlar ise tamamen hayalidir.
* Bu eserin ilgili olduğu alan açısından taşıdığı değeri açıklar mısınız?
Gülün Goncası: Cumhuriyet öncesi ve sonrası döneme ait yıllarda, arka planda titizlikle işlenen o günlerin sosyal, siyasi ortamlarında ve detaylı olarak betimlenen gerçek mekanlarda yaşanmış olayların örgüsü içindeki aşk hikayelerinin son derecede sıra dışı olması ve buna rağmen hikayenin gerçek olaylardan esinlenerek çok başarılı bir şekilde kurgulanmış olması, özgün dili ve farklı üslubu nedeniyle çok değerli bir eserdir. Zaaflarımızın, pek çok konuda olduğu gibi kimi zaman bizleri aşk konusunda da yanlış kararlara yönlendirebildiğini gördüğümüz gerçekçi bir hikayedir. Her şeye rağmen gerçek aşk, her zaman doğru yolu gösterir...
Mübadil Aşklar: Cumhuriyet’in hemen öncesinde, Ege’nin her iki yakasında mübadelenin açtığı ve bir türlü kapanmayan yaralar... Mübadeleye ve hem o dönemdeki hem de yıllar sonrasındaki uygulamalara eleştirel bir gözle bakan bu roman, araştırmaya dayalı tarihi gerçeklerden bahsederken, tüm bunların yol açtığı ıstıraplı aşk hikayeleriyle de bezenmiş, büyük emek ve titizlikle hazırlanmış değerli bir eserdir.
* Bu eserin muhatap kitlesi olarak kimleri görüyorsunuz?
Erkeklerin iç dünyalarına dair önemli ip uçları verdiği için Gülün Goncası’nı özellikle kadınların okumasını öneriyorum...
Mübadil Aşklar ise yakın tarihimizle ilgilenen ve aşk hikayelerinden hoşlanan herkese ilginç gelebilir.
* Bu eseri yayımlatmak için neden yayınevimizi tercih ettiniz?
Teklif ve sözleşme koşullarını uygun bulmuştum.
* Sırada yeri çalışmalarınız var mı? Varsa isim ve genel konusu hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Ada isimli yeni çalışmamı kısa süre önce tamamladım. Kitapta, bir kasaba berberi olan Zafer’in hayalindeki aşkına kavuşması ve sonrasında yaşadıkları hikaye ediliyor. Henüz tam karar vermedim ama, bu kitabı internette ve İngilizce olarak yayımlamayı düşünüyorum...
Civan romanının yazarı Neslihan Şahin ile yazarlık yolculuğu, ilham kaynakları ve yeni projeleri üzerine keyifli bir röportaj. Okumak için tıklayın!
Kule Kitap olarak klasiklerin Türk ve dünya edebiyatı açısından taşıdığı değerin farkındayız. Pek çok refikimizin de bu konudaki çabalarını takdir ediyoruz. Bununla birlikte bu hususta hâlâ yapılacak çok iş olduğu kanaatindeyiz.
Gezegenimiz alarm veriyor! Milyarlarca dolar Mars’a harcanırken yaşanacak tek yurdumuz olan dünyamız can çekişiyor. Peki ya çözüm sandığımızdan daha yakınsa?
“Eserimi; modernite ile geleneğin düğünü, geçmişin gelecek ile vuslatı olarak görüyorum. Manaya giden yol maddeden geçer, maddeyi reddederek manaya ulaşılmaz. Bu dengeyi günümüz dünyasına izah etmeye çalışıyoruz.”
0% |